Çeviri Dersleri-9: Modallar & Modal Cümleleri-2
Bir önceki dersimizde modal cümleleri konusuna giriş yapmıştık. Bu derste ise, İngilizcede modal cümleleri konusuna kaldığımız yerden devam ediyoruz. Modal cümleleri ve bunların nasıl çevrileceğini bilmek oldukça önemlidir. Dolayısıyla bu konuyu iyi öğrenmek, çeviri yapmak isteyenlere önemli kolaylıklar sağlayacaktır.
İngilizcede Modallar ve Modal Cümleleri
İngilizcede Modallar yardımcı fiil olarak kullanılırlar ve bulundukları cümlelere olasılık, zorunluluk, tavsiye, bir konu hakkında tahminde bulunma ya da sonuç çıkartma gibi anlamlar kazandırırlar.
Burada modaların tek tek neler olduklarına değinmek yerine cümleye kattıkları anlamlara göre gruplandırılarak izah edilmesi çeviri açısından daha uygun olacaktır.
Yetenek Belirten Cümlelerin Çevirisi
Bir öznenin bir şeyi yapabildiğini ya da yapamadığını ifade edebilmek için “Can”, “Could” ya da “Be able to” yapıları kullanılır.
“Can” ile oluşturulan cümleler genel anlamda şimdiki zamanı, “Could” ile oluşturulan cümleler geçmiş zamanı belirtir.
“Be able to” ise hem geçmiş, hem şimdiki zamanda hem de gelecek zamanda gerçekleşen yetenekleri vurgulamak için kullanılır. Ayrıca “Perfect” cümle yapısında da görülebilirler.
Kullanıldıkları cümlelerde şimdiki zaman için; yapabilirim, yapabilirsin, yapabilir, yapabiliriz, yapabilirsiniz, yapabilirler şeklinde Türkçe’ye çevrilirler.
Geçmiş zaman için yapabilirdim-yapabiliyordum, gelecek zaman için ise yapabileceğim-yapabilir olacağım şeklinde çeviri yapılır.
Perfect kullanımında ise yapabiliyorum, yapabiliyorsun, yapabiliyor şeklinde Türkçeye geçirilebilirler. Aşağıdaki örnekleri inceleyelim:
İNGİLİZCE | TÜRKÇE |
He can wash the dishes | Bulaşıkları yıkayabilir |
He is able to wash the dishes | Bulaşıkları yıkayabilir |
I can fix a flat tyre | Patlak bir lastiği tamir edebilirim |
I am able to fix a flat tyre | Patlak bir lastiği tamir edebilirim |
I could swim when I was six | Altı yaşındayken yüzebiliyordum |
I was able to swim when I was six | Altı yaşındayken yüzebiliyordum |
She could drive a car when she was eighteen | On sekiz yaşındayken araba kullanabiliyordu |
She was able to drive a car when she was eighteen | On sekiz yaşındayken araba kullanabiliyordu |
He will be able to retire next year | Önümüzdeki yıl emekli olabilecek |
They will be able to get married in the summer | Yaz aylarında evlenebilecekler |
Their son has been able to speak for a month | Oğulları bir aydır konuşabiliyor |
Tavsiyede Bulunma İçeren Modal Cümleleri
İngilizcede birine ya da birilerine tavsiyede bulunmak ya da nasihat etmek için “Should” ve “Ought to” yapılarından faydalanılır.
Bu ikisi, hiçbir farklılık olmaksızın birbirlerinin yerlerine kullanılabilirler. Örneklere göz atalım:
İNGİLİZCE | TÜRKÇE |
You should wash your car | Arabanı yıkamalısın |
He ought to drink his milk for breakfast | Kahvaltıda sütünü içmeli |
We shouldn’t have dinner after half past seven | Saat yedi buçuktan sonra akşam yemeği yememeliyiz |
“Should” ve “Ought to” yapıları geçmiş zamanda “Should have” ve “Ought to have” şeklinde fiillerin üçüncü haliyle birlikte kullanılır.
Fakat burada çeviri açısından çıkan anlam, tavsiyeden ziyade “keşke şöyle olsaydı” ya da “keşke şöyle olmasaydı” şeklinde geçmişte kalan olayların cümleyi kuran kişi açısından yanlışlığının ifade edilmesidir. Örnekleri inceleyelim:
İNGİLİZCE | TÜRKÇE |
You should have taken driving lessons | Direksiyon dersleri almalıydın (ama almadın) |
The government ought to have spent a lot of money on education | Hükümet eğitime çok para harcamalıydı. (Ama harcamadı) |
We shouldn’t have stayed at this hotel | Bu otelde kalmamalıydık. (Ama kaldık) |
“Used to”, “Be used to”, “Become used to” ve “Get used to”
Geçmişte yapılmış olan fakat şu anda yapılmayan işlerin anlatılmasında “Used to” kullanılır. Çevirilerinde yapardım, yapardın, yapardı, yapardık, yapardınız ve yaparlardı şeklinde Türkçe’ye aktarılırlar.
Benzer şekilde, “Used to” yerine “Would” kullanılarak da çevirilerde aynı anlam karşılanabilir. Aşağıdaki tabloyu inceleyelim.
İNGİLİZCE | TÜRKÇE |
When I was at primary school I used to play hide and seek | İlkokula giderken saklambaç oynardım. (Ama şu anda oynamıyorum) |
They used to come to school by bus. But now they are coming to school by car | Okula otobüs ile gelirlerdi. Ama şimdi okula araba ile geliyorlar |
I would get up late when I was a boy | Çocukken geç kalkardım |
İngilizcede alışkanlıkları belirtmek için geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanlar için “Be used to”, “Become used to” veya “Get used to” kullanılır.
Eğer kendilerinden sonra fiil gelirse “-ing” almış hali kullanılır. Örnekleri inceleyelim:
İNGİLİZCE | TÜRKÇE |
I’m used to getting up early | Erken kalkmaya alışkınım |
I become used to the school in a short time | Kısa bir zaman içinde okula alıştım |
I will get used to living in İstanbul | İstanbul’da yaşamaya alışacağım |